TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası Manisa İl Temsilcisi Jeofizik Yük. Müh. Fatih Şenhisar, Santorini adasındaki sismik hareketliliğin patlama riski taşıdığını ifade etti.
Şenhisar,
“Ege Denizi'nin güneyinde yer alan Hellenik Yayı, Afrika plakasının Avrasya plakasının altına dalması nedeniyle oluşan aktif bir dalma-batma zonudur. Bu tektonik süreç, Ege Volkanik Arkı'nı oluşturmuş ve özellikle Santorini ve Kolumbo gibi volkanların oluşmasına yol açmıştır. Santorini, tarih boyunca birçok büyük patlamaya sahne olmuş ve bazıları büyük tsunami olaylarını da tetiklemiştir. 1707-1711, 1866-1870 ve 2011-2012 yıllarında kaydedilen volkanik aktivite dönemleri, bölgenin sürekli bir jeodinamik hareketlilik içinde olduğunu göstermektedir. Kolumbo volkanı, Santorini’nin yaklaşık 7 km kuzeydoğusunda yer alan ve 1650 yılında büyük bir patlama gerçekleştiren aktif bir denizaltı volkanıdır. Son yüzyıldaki aktivitesi, bölgedeki sismik hareketlerle doğrudan ilişkilidir. Magma odalarının hareketliliği ve hidrotermal aktivitenin sismik olayları tetikleyebileceği belirtilmiştir. Kolumbo’daki gaz çıkışları ve deniz tabanı deformasyonları, büyük bir jeotermal sistemin varlığını göstermektedir. 1956 Amorgos Depremi (M7.7), bölgedeki en büyük depremlerden biri olup tsunami oluşturmuştur. Santorini-Amorgos fay sisteminin, aktif magmatik süreçlerle ilişkili olduğu belirlenmiştir (Dimitriadis vd., 2009) Ege Denizi'nde bir süredir devam etmekte olan sismik aktivite, tsunami oluşumu açısından önemli riskler taşımaktadır.
"Tsunamilere yol açabilmektedir"
TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası Manisa İl Temsilcisi Fatih Şenhisar, son olarak şu ifadelere yer verdi,
"Depremler, özellikle deniz tabanında meydana geldiğinde, su kütlelerini yerinden oynatarak tsunamilere yol açabilmektedir. Ayrıca, aktif volkanik yapının sebep olduğu denizaltı heyelanları da tsunami oluşumunu tetikleyebilmektedir, bölgede günümüze kadar toplam 200’ün üzerinde deprem meydana gelmiştir. Depremlerin büyüklükleri 1.6≤ M≤ 5.2 arasında değişmektedir. Günümüzde, Santorini ve çevresinde gözlemlenen sismik aktivite, bölgedeki potansiyel tsunami riskinin devam ettiğini göstermektedir. Santorini’deki magma sistemleri, aktif hidrotermal süreçlerle desteklenmektedir ve yeni patlamalar için risk taşımaktadır. Gelecekte hem sismik hem de volkanik olayların gerçekleşme olasılığı yüksek olduğundan, bu bölge çok disiplinli bir izleme sistemi ile sürekli gözlemlenmelidir. Deprem ve volkanik tehlikelerin önceden tahmin edilebilmesi için daha fazla jeofizik, jeokimyasal ve jeodezik araştırmalara ihtiyaç vardır. Özellikle Kolumbo ve Santorini’de denizaltı volkanizması ve hidrotermal aktivitelerin yakından takip edilmesi, bölgedeki yerleşim alanları için kritik bir güvenlik önlemi olacaktır. Tarihsel kayıtlar ve modern gözlemler, Santorini ve çevresindeki diğer aktif fay hatlarının ve/veya bölgede tetiklenebilecek bir heyelanın ile tsunami yaratma potansiyelini barındırdığını göstermektedir. Bölgedeki deprem aktivitesi ve deniz seviyesi değişiklikleri sürekli olarak izlenmektedir. Bölgede meydana gelebilecek deprem, heyelan vb. kaynaklarla tetiklenebilecek tsunamiye karşı gerekli önlemlerin alınması büyük önem taşımaktadır” diye konuştu.