MANİSA

Akhisar’da tarihin kalbinde bir mabed! 3 bin yıllık bir bina

Manisa'daki Akhisar Ulu Cami, Luvi Tapınağı olarak yapıldı, Ateşgede oldu, tapınağa döndü, 7 kutsal kiliseden biri oldu ve 714 yıldır cami olarak kullanılıyor.

Kesin yapım tarihi bilinmese de M.Ö. 900 yıllara dayanan taş ustalarının imzalarından yola çıkılarak yaklaşık 3 bin yıllık olduğu tahmin edilen dünyanın en eski ve kullanılmaya devam edilen yapılarından biri olan Akhisar Ulu Cami, Saruhanoğulları Beyliğinin Akhisar'ı fethettiği 1311 yılından bu yana cami olarak kullanıyor. Binanın M.Ö. 900-750 yılları arasında Lidyalılar tarafından Luvi Tapınağı olarak yapıldığı büyük monolit taş parçalarında Lidya Taş ustalarının imzalarından anlaşılırken, Perslerin Lidya Krallığına son vermesinin ardından tapınak Zerdüşler tarafından Ateşgede'ye çevrildi ve içine 4 ateş odası inşa edildi. Bugün bile caminin zemininden inilen ateş odalarının ilk günkü gibi durduğu bina daha sonra Büyük İskender'in Akhisar'ı Perslerden geri almasıyla yeniden tapınağa çevrildi. Hristiyanlığın ilk yıllarında M.S. 20. yıllarda ilk kiliselerden biri olarak ibadethane özelliğini devam ettiren binanın, İncil'de adı geçen 7 kutsal kiliseden biri olan Thyateira Kilisesi olduğu düşünülüyor. 1311 yılında Saruhanoğulları Beyliği'nce fethedilen Akhisar'ın en büyük ibadethanesi olduğu için Fethiye Camii olarak kullanılmaya başlayan bina, beylikler ve Osmanlı mimarisiyle daha da zenginleştirilerek 714 yıldır cami olarak hizmet vermeye devam ediyor. Caminin içinde bulunan bir Mısır monolit sütunu da Anadolu'daki ender sütunlardan biri olarak dikkat çekiyor.
Tapınak döneminden Lidya taş ustalarının imzaları bulunan monolit büyük parça taşların, 3 metre 80 santimetre kalınlığındaki tonoz duvarları, Zerdüşler zamanında eklenen Ateşgede odaları, Hristiyanlar zamanında eklenen apsis, tek parça ilmekli mermer sütunlar, camiye çevrilmesinin ardından eklenen minaresi mihrap ve süslemeleri ile 3 bin yıllık bir yolculuğa çıkaran Akhisar Ulu Cami dünyada eşi benzeri olmayan bir mabet olarak dikkat çekiyor.

Tapınaktan camiye uzanan binlerce yıl

Akhisar Ulu Cami hakkında bilgi veren Sanat Tarihçi ve Arkeolog Kefaettin Öz, "Yapılan bütün bilimsel araştırmalara göre geçmişi M.Ö. 900'lü yıllara dayanan bu cami dünyada ender bir özelliğe sahip. Yapılan araştırmalara göre 4 inanca ibadethanelik yapmış ender ibadethanelerden bir tanesi. 3 metre 80 santimetre kalınlığındaki tonoz duvarlara sahip güney cephesindeki duvarların üzerindeki taş ustalarının imzaları bu binanın kaç yaşında olduğunu söyleyen en belirgin delillerden biri. Üzerindeki usta imzaları, işaretleri ya da tamgaları bire bir benzerleri M.Ö. 780'lere dayanan Bintepeler Tümüslerindeki Giges Tümülüsünün mezar odası duvarındaki taş ustalarının imzalarıyla bire bir aynı. Bu caminin yapılış tarihini aynı dönemi işaret eden en önemli işaret. Lidyalılar döneminde bu şehir Lidya'nın en büyük ikinci yerleşim yeriydi. Perslerin M.Ö. 535'lerde Lidya'yı yenmesi, Batı Anadolu'yu fethetmesi ve karşıda Atina'ya, Yunanistan'a doğru geçişleri sırasında Sart, Anadolu Satraplık'ının başkenti oldu. Akhisar da Persler açısından en önemli şehirlerden biri oldu. Perslerin en önemli özelliklerinden biri inanç sistemleri olan Zerdüştlüğü ve ateşe tapınmayı gittikleri her yerde hassasiyetle uygularlardı. Kayıtlarımızda Akhisar civarında iki yerde Ateşgede kurulmuş. Birisi Beyoba Kasabasında hala ocak diye anılan yer diğeri de Akhisar'ın içerisindeki Ulu Cami o günkü haliyle Lidya Tapınağını Ateşgede'ye yani kendi ibadethanesine çevirmiş. Ulu Caminin bulunduğu mahal şehrin merkezinde olduğu için şu anda güney duvarının altında yaklaşık bir buçuk metre aşağıda 3 metre 20 santim yüksekliğinde 4 metre genişliğinde tüneller var. Bu tüneller uzayıp gidiyor. Sadece caminin altında değil, şehrin 5 kilometrelik çapındaki eski kadim şehrin altında bu tünellerle karşılaşıyoruz. Gördüğünüz gibi camimiz hem altındaki odalarla hem dışındaki tünellerle şehrin can damarı ve yer altındaki bir yaşam oluşumunun merkezi durumunda" dedi.

İncil'deki 7 kutsal kiliselerden biri olduğu düşünülüyor

İncil'de adı geçen 7 kutsal kiliseden birinin de Akhisar Ulu Cami olabileceğini vurgulayan Öz, "Akhisar İncil'in tarif ettiğine göre dünyada kurulan ilk kiliselerden birine sahiptir ve bu kutsaldır. O zaman için hepimizin kutsal dini Hristiyanlıktır. O yüzden İsevi Müslümanlığı diyorum. Buradaki cemaatin oluşturduğu ilk kilise de bu gördüğümüz, bunu ispatlamakta zorlanabiliriz belki ama başta da dediğimiz gibi her medeniyet geldiğinde kendi inancını o yerin en büyük ibadethanesinde uygular. Buranın da en büyük ibadethanesi bu tapınak oluğu için ilk kilisenin de burada oluşması kuvvetle muhtemel yer. İncil'de geçen 7 kutsal kiliseden biri de burası yani Akhisar Ulu Cami. 1307 ve 1311 yılları arasında Saruhanoğulları Beyliği Anadolu Selçuklu Devletinin dağılmasıyla burada beyliğini ilan etmişler ve Akhisar'ı fethetmişler. İlk yaptıkları Karatekeli Yörük Türkmen aşiretlerini buraya yerleştirmek ve bu kiliseyi Fethiye Cami adı altında camiye çevirmek olmuş. Müslümanlar biliyorsunuz bir yeri fethettikten sonra o yerin en büyük ibadethanesini camiye çevirirler ve adını Fethiye Camii olarak değiştirirler. Bu zaman içinde Ulu Cami olarak ifade edilir" şeklinde konuştu.

"Kiliseye çevrilirken küçültüldü"

Tapınaktan kilise ve camiye çevrilirken binanın küçüldüğünü belirten Öz, "Elimizdeki bütün bilimsel veriler bu yapının M.Ö. 900 ile 750 yılları arasında inşa edildiği yönünde. Kiliseye ve camiye çevrildiğinde küçültüldüğü kanaatindeyiz. Çünkü güney duvarının devam eden kısımları kesilmiş, mimari yapısı bozulmuş. Doğu kısmına bir apsis eklenmiş, batı kısmına da ibadethanenin açık olmasının önüne geçmek için duvarla kapatılmış. Mimarisinde dıştan da görüldüğü gibi Paganizm dönemdeki tapınak dönemindeki büyük megalitik taşlar sonrasında Erken Bizans döneminde kapatılması sonucunda yığma taş, kesme taş ve kiremitlerle kapatıldığı açık bir şekilde görülüyor" ifadelerini kullandı.